12 Şubat 2013 Salı

İslam'da Cihad



CİHAD
Cihad, gayret ve emek sarf etmek manasında olan cehd kökünden gelmektedir.  Cihad kelimesi, Kuran ı kerimde kelime olarak 4 yerde, fiil olarak 24 yerde geçer. Bir ksımında harb manasında bir kısmında ise Allah ın rızasnı kazanmak için çaba sarf etmek olarak manasında geçer. Hz peygamber:’’mücahid(cihad eden kişi) nefsiyle cihad eden kişidir. ‘’demiştir. Yine hz peygamber in şöyle bir hadisi vardır:’’cihadın en faziletlisi zalim hükümdarın karşısında doğruyu söylemektir’’  yine kadınlar adına hz ayşe ona ‘’biz kadınlar da cihad etmeli değil miyiz?’’ diye sorunca hz peygamber       ’’ sizin için cihadın en faziletlisi makbul hacdır’’ demiştir.
Silahlı mücadele manasına gelen cihadın islamdaki durumu ise şöyledir:  savaş manasındaki cihadın meşru olabilmesi için Müslüman olmayan kavimlerin Müslümanlara tecavüzde bulunması gerekmektedir. Yani Müslümanlar hiç yoktan savaş başlatamazlar. Barış anlaşmasını bozmaları ve Müslümanlara karşı savaş hazırlıkları yapmaları da yeterli bir sebeptir.
Bakara suresi ayet 190: Sizinle harb edenlerlerle  Allah yolunda savaşın, ancak aşırı gitmeyin, çünkü Allah haddi aşanları sevmez. Onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Fakat sizi öldürmeye çalışırlarsa siz de  hemen onları öldürün.
Bakara 193: onlar savaşmaktan vazgeçerlerse siz de vazgeçin
Savaş sırasında  kadın ve çocukların öldürülmesi de, pek çok sahih hadisle sabit olmak üzere yasaktır.
Müslümanlarlarla savaşan gayr-i müslımler eman dilerler ise Müslüman ülkesinde yaşama hakkına sahip olurlar ve Müslüman devletine cizye verirler.
Tevbe suresi: cizye verinceye kadar onlarla savaşın
Bu ayetten anlaşılıyor ki savaşın sebebi Müslümanlığı kabul ettirmek değildir. Müslüman ülkesinin güvenliğini sağlamaktır
Ankebut suresi 46: Ehl i kitaba(Yahudi ve Hristiyanlara) en güzel surette  muamele edin. Ancak zulmedenler hariç .
Mümtehine suresi: 8.    Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.          
9.            Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Bu yöndeki hz peygamber in sözleri:
‘’Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin.Allah’dan afiyet dileyin. Fakat düşmanla karşılaşınca da sabredin ve bilin ki; cennet kılıçların gölgesi altındadır.’’
‘’Sizin babalarını ve kocalarını öldürmüş olacağınız çocuklar ve kadınlarla geldiğinizi görmek yerine hidayete ermiş kişilerle geldiğinizi görmek isterim’’
Cihad ın sebeplerinden birinin, Müslüman olmayan kavimlerin Müslümanlar ile yaptıkları anlaşmayı bozmaları ve Müslümanlara saldırmaları hakkındaki bir kuran ayeti şudur:


Tevbe suresi:
12. Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderlerine karşı savaşın. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardır. (Onlara karşı savaşırsanız) umulur ki küfre son verirler.
13. (Ey müminler!) verdikleri sözü bozan, Peygamber'i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız; yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.
Aynı zamanda bir ülkede azınlık durumunda olan Müslüman bir topluluğa zulmedilmesi de savaş sebebidir:
Nisa suresi 75:
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Aynı zamanda, Müslüman bir ülkede yaşayan bir halk, Müslümanlıktan çıkıp Müslümanlara karşı harbe girerlerse( Müslümanlık aleyhine propaganda da  dahildir) bunlarla da savaşılır. Fakat önce istiabe denilen bir süreçten geçirilirler ve Müslümanlığa geri dönmeleri yönünde telkinde bulunulur, şüpheleri giderilmeye çalışılır. Eğer yine de Müslümanlığa dönmezlerse savaşılır.
Cihadın yapılma şekli ise şöyledir;
1-      Meşru bir sebeple Müslüman olmayan bir toplulukla savaşa girmeden önce onlara islamı kabul etmeleri  veya islamı kabul etmeyip cizye vermek suretiyle Müslüman devlet çatısı altında yaşayabileceklerinin teklif edilmesi zorunludur. Bunu teklif etmeden savaşa başlanamaz. 
halid bin velid,  bir kabileye islamı anlatmaları için gönderilen bir heyetin başında iken, gönderildiği kavme karşı silah kullanmış ve hz peygamber de bunun üzerine öldürülen insanların, hayvanların hatta köpeklerin bile diyetini o kavme ödemiştir.
Hayber savaşı sırasında hz Ali, hz peygambere; ya resulullah, islamı Yahudilere zorla kabul ettirecekmiyiz? Diye sorunca hz peygamber;’’ hayır Müslümanlığı onlara hilm ve sükunetler teklif ediniz demiştir.
2-      Savaşa aktif olarak katılmayan halk öldürülemez.
İran ın fethi sırasında kuşatılmış olan başkent in çevresinde binlerce insan esir edilmişti. Bunların savaşa katılmayan köylüler olduğu anlaşılınca kumandan Sad bin Ebi Vakkas tarafından serbest bırakılmışlarıdır. Kadınlar ve çocuklar savaşta yardımda bulunsalar bile öldürülemezler.

3-      Yaralanan ve savaşamayacak hale gelen düşman askerleri öldürülemez.
4-      Esirlere fena muamele yapılamaz ve fidyesi verilen esir serbest bırakılmak zorundadır. Aynı şekilde karşılıklı esir değişimi teklif edilirse sayı eşitliği şartı aranmaz. Esir, Müslümanların elinde bulunduğu sürece  Müslümanın yediğinden yer, içtiğinde içer, giydiğinden giyer, zahmetli işlerde kullanılamaz.
5-      Savaş sırasında karşı taraf pes ettikten sonra savaşa son vermek zorunludur.

Bir muharebe esnasında hz Ali  düşmanını yere düşürmüş ve öldürmek üzere kılıcını boğazına dayamış ve kelime i tevhidi söylemesini istemişti. Düşmanı hz Ali nin yüzüne tükürdü. Bunun üzerine hz ali kılıcını kınına geri koydu. Düşmanı bunun sebebini sorunca, hz Ali; ‘’seni allah için öldürecektim, tükürünce işin içine nefsim karıştı’’ dedi.

Aynı zamanda hz peygamber bir çok harpte bulunduğu halde, hiç kimseyi kendi eliyle öldürmemiştir. Savaşta bulunması manevi kuvvet içindir. Kılıç kuşanması ise gerektiği halde kendini korumak içindir. Nitekim, uhud  harbinde düşman hz peygamberin yüzüne vurmak suretiyle dişini kırmışlardı. Buna rağmen kılıç kullanmamıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder